Yaşlanmanın önemli nedenlerinden biri aşırı kalori alımı olduğu bilinmektedir. Kilo alımı sağlık kaybına neden olurken erken yaşlanmanın da nedeni olmaktadır. Bir çok bilinçli insanlar kalori kısıtlaması yaparak yaşlanma ile mücadelede en etkili strateji olduğunu bilmektedirler.
Bunun yanında biyolojik yaş yüzdesini belirleyen çeşitli etkenlerde var, açlık tokluk sinyallerini kontrol etmek de çok önemlidir.
Açlık-tokluk hormonları enerji depolamak için beyni harekete geçirerek sürekli gıda alımı sinyalleri göndermekte.
Her iki hormon arasındaki ters etkiler beslenme davranışları ve metabolizma hızını düzenler.
İki savaşan ordu gibi sürekli birbirleri ile çatışma halinde ve bu durum vücudumuzda kendini göstermektedir.
Açlık hormonu kanda yüksek miktarda bulunur ve yemek yenildiğinde azalır, midenin boş olması anında açlık hormonu salgılanarak beyne sinyal gönderir, mideyi boş bırakma ye ye diye.
Kişi kilo verdikçe açlık hormonu yani kandaki ghrelin hormonu artar, bu durum iştahın artmasına neden olur ve yemek krizlerine sokar.
Yapılan araştırmalarda açlık hormonu hiperglisemiyi uyardığı insülin düzeylerini azalttığı , ancak egzersiz yapanlarda insülin direncinin düştüğü görülmüştür.
Hızla sindirilen bir yiyecek midede uzun süre kalmadığından, geç sindirilen ve midede uzun süre kalan besine göre daha hızlı acıktırır, yani midede geç sindirilen besinler çabuk acıktırmaz.
İştah arttıkça yeme eğilimi artacak ve sürekli atıştırma hissi duyacak, vücut giderek toksik bir hal alacak, eğer bu durumun önüne geçilmez ise yani iştah kontrol edilmez ise obeziteye yol açar.
Kesinikle açlık hormonlarını kontrol altına almak gerekir, yani açlık ve tokluk hormonlarını kontrol altına almak gerekir.
Kanıtlar yüksek glisemik indeksli gıdaları sık tüketmek tokluk mekanizmasını bozar ve açlık hormonlarının dengesi bozulur.
Açlık hormonu ve dengede tutmak için yapmanız gerekenler:
-Yüksek glisemik indeksli gıdalardan uzak durun, özellikle tatlılar.
-Açlık hormonlarını güçlendirdiğinizde stres hormonlarını düşürmüş olursunuz.
-Fiziksel aktiviteler sağlıklı vücut ağırlığını korurken uygun diyet ile tokluk hormonlarının verimliliğini artırmış olursunuz.
-Tokluk hissini artıran gıdalar tüketin, kuru yemişler, bakliyat, kök sebzeler, yeşil yapraklı sebzeler, otlar, ve bitkisel yağlar glisemik indeksi düşük besinlerdir.
-Yağlı yemeklerden kaçının, zira yeme isteğinizi artırır.
-Proteinler, lifli ve posalı yiyecekler uzun süre tokluk hissi verecektir.
-Yeterli uyku uyuduğunuzda açlık hissini azaltmış olursunuz.
– Şok diyetlerden uzak durun, beyne doydum sinyali gönderen leptin hormonun dengesini bozar.
-Uzun süre tokluk hissi veren ve ayrıca glisemik indeksi düşük besinleri tercih edin.
-Karbonhidrat ağırlıklı ve lif oranı yüksek besinler uzun süreli tokluk hissi verir.
-İncir,havuç,tuz, tarçın ve mısır gibi besinler acıktırır, uzak durun.
-Öğün aralarında yeme isteğinizi dişlerinizi fırçalayarak erteleyebilirsiniz.
-Farklı yemekler tatmak gelenekselin dışında yeme isteğinizi azaltır.
-Egzersiz sonrası yeme iştahınız bastırılmış olur.
-Balık tüketimi ve içinde bulunan omega-3 yağ asitleri açlık duygusunu bastırır.
-Çavdar ekmeği daha fazla doygunluk hissi verir.
-Esmer pirinç, yulaf ezmesi, yumurta, yoğurt, sebze çorbaları, badem, brokoli avokado,elma, çilek gibi besinler acıkma hissini erteler.
-Zeytinyağı açlık hormonunu düşürür.
-Fındık, ceviz gibi kabuklu yemişler kan şekerini dengeleyerek uzun süre tok kalmanızı sağlar.
-Şekerli yiyeceklerden uzak durun, gazlı içeceklerden, bisküvi, kek ve çikolatalarda kan şekeri düzeyini yükselterek açlık hormonunu harekete geçirir.
-Açlık hormonunu kontrol altına aldığınızda kendinizi daha dirençli ve güçlü hissedecek, böylece beyindeki açlık resöpterlerinin sayısını azaltarak, tokluk hormonunun verimliliğini artırarak metabolizmayı kontrol altına almış olursunuz.
Beslenme stratejileri geliştirdiğinizde bir çok hastalığı ötelemiş ve biyolojik yaşınızın sağlıkla birlikte gerilediğini görmüş olursunuz.
